Sosyal Medya

Makale

Şiddet Sarmalında Kürt Siyasal Hareketi ve PKK…

Hedefini ve vizyonunu kaybeden veya yeniden tanımlayan örgütler ÅŸiddet yoluyla varlıklarını dışarı vururlar… Yeni iliÅŸkilerle ve yeni hedeflerle yola çıkanlar üzerlerine düşen yeni duruma göre tavır alırlar. Ve bu tavır çoÄŸu zaman kendi aleyhine de dönüşmeye meyyal olabilir. Ama bu sonuçtan kaçacak bir konuma muhtevi deÄŸillerdir.

Kurulma aşamasında kendisine biçtiği vizyonu süreçle kaybeden örgütler yeni vizyon arayışlarında sürekli yalpalayarak kendi meşruiyet zeminini kaybettiğini de anlamaz hale gelir. Sürekli gerilimle birlikte düşünme faaliyeti dumura uğramış örgüt, kendisine uzatılan her eli sıkmayı marifet kabul eder ve böylece adam yerine konulduğunu hissederek kendini ikna eder. Ancak bu şekilde varlığının gerçekliğine kani olur.

Ama bu sonun başlangıcıdır.

Çünkü her yönden meÅŸruiyetini yitiren örgüt aynı zamanda kendi kamuoyunda da artık kan kaybetmeye baÅŸlayacak ve yeni bir örgütlenmenin filizlendiÄŸini ise geç algılayacaktır. Bu eÅŸyanın doÄŸası gereÄŸi böyledir. Her örgütlenme, kendi içinde yeni bir örgütlenmeyi barındırır. Bu da ancak örgüt kendi meÅŸruiyet zeminini kaybettiÄŸi zaman gerçekleÅŸir ve dahi en son örgüt kendi meÅŸru zeminini kaybettiÄŸini anlar…

Ä°nsanların yürekleri yakın zamanlarda sık sık yanmakta ve yanmaya devam edeceÄŸe benzemektedir. Tıpkı son ‘hendek siyaseti’nin yürürlüğe giriÅŸinde olduÄŸu gibi…

Binlere varan ölümler, örgüt üyesi, sivil, polis ve askerden oluÅŸan ölüm yumağı…

PKK…

Peki, PKK kimlerden müteşekkil?

 Kürtlerden… Burada bir soru iÅŸareti koymakta fayda var. Çünkü bugün PKK bir sürü yan unsurdan destek almakta ve Kürt temsiliyeti altında baÅŸka unsurlara göbekten bağımlı olduÄŸu da aÅŸikâr… Bir adım ötesi kavgalı olduÄŸu unsur; Kürtleri temsil noktasında önemli bir güce sahip olan Barzani ve onun temsil ettiÄŸi güçtür.

Kürtler 1071’den bu tarafa Türklerle birlikte ölmüyorlar mı? Kaderlerini birlikte yaÅŸadıkları bunca yıl ortada deÄŸil mi? Etle tırnak gibi olan bir baÅŸka iki etnik unsur gösterilebilir mi? Sadece Kürtlerle deÄŸil Anadolu’da yaÅŸayan her etnik unsur bir diÄŸerinde hem eriyor hem de mündemiç deÄŸil mi?

 Evet…

O zaman hangi saik buna zorluyor?

UluslaÅŸma süreci ve uluslar arası güçlerin sundukları oyunda rol kapmak…

Buna deÄŸer mi?

Kesinlikle hayır!

Zaten bütün sorunların kaynağında Türk uluslaşma serüveni yatıyorken yeni bir uluslaşma süreciyle bu toprakları yeni sorunlara gebe bırakmanın bir mantığı ve izahı var mıdır?

Var deniliyorsa bunun benim gibi Kürt ve Türklerin rızası alınmadan gerçekleÅŸtirilmesi yeni sorunlara adres olmaz mı? Yoksa size yapıldığı gibi siz de sizin gibi olmayanlara aynı muameleyi reva görerek mi yolunuza devam edeceksiniz? O zaman sizin farklılığınız nerede kalacak…

Bu sistemle sorunlu olmayan var mı? Her alanda her tür sorunlar yumağı…

Türkiye’de yaÅŸayan her kesimden insanın bu uluslaÅŸma sürecinde sistemle bir ÅŸekilde sorunu vardır ve olacaktır. Zaten bu yüzden sürekli sivilleÅŸmeye yönelik ilgi toplumsal bir kabule dönüşüyor.

Yeni bir sivil ve toplumsal mutabakata dayalı bir anayasa yapımı insanları heyecanlandırıyor ve böylece (görece de olsa) sorunların çözümünün kolaylaşacağına inanılıyor.

Ama Kürtler, bunca yıldır birlikte öldükleri insanları öldürerek varlıklarını kazanacaklarını mı düşünüyorlar? Bu mümkün değil, çünkü Kürtlerin kahir ekseriyeti zaten bu durumu onaylamıyor. Ve gittikçe de onaylamayacağı da gün gibi aşikar! Çünkü bunun en büyük sebebi de bugüne kadar kurgulanan Kürt ve Türk çatışmasının büyük bir sağduyu ve tarihsel derin bağlar sayesinde püskürtülmesidir.

 PKK’nın bu durumu kavraması ve uluslar arası güçlerin piyonu olmaktansa halkının yanında, ama kesinlikle samimi bir ÅŸekilde barışın mimarı olması daha doÄŸru deÄŸil mi?

EÄŸer gerçekten barışı ve halkın yararını istiyorlarsa…

Çünkü bu son günlerdeki politik tutumları ve ÅŸiddete meyyal tavırları ile PKK’nın hem kendi kamuoyuna hem de uluslar arası güçlere ben barış istemiyorum mesajını verdiÄŸi düşünülüyor.

EÄŸer sadece anayasa yapımında elini güçlendirmek için bu eylemleri yapıyorsa kendi meÅŸruiyetini kaybeder. EÄŸer son dönemde artan Türkiye - Suriye, Türkiye - Ä°ran gerginliÄŸi yüzünden o ülkelerin taÅŸeronluÄŸunu yapıyorsa bu daha da kötü bir durum… Her halükarda kaybeden PKK olacaktır. PKK’nın bütün bu sürecin ortaya çıkardığı sorunlar yumağını geride bırakmak için yeni bir açıklama ile karşımızda olması gerektiÄŸini düşünmek yanlış olmasa gerek! Ayrıca bu sefer PKK’nın kendi içindeki sorunlu güç odaklarına ve üyelerine yönelik sert bir tavır geliÅŸtirmesi ve kendini onlardan kurtarmasını/koruyacağını da deklare eden bir açıklama… Yoksa kendi ipini çeken idam mahkumu rolünü benimsemiÅŸ sayılır.

Son seçimlerden sonra yapılan açıklamalara dikkatle bakan biri, artık sorunun yeni bir konuma yükseldiÄŸini görecektir. CumhurbaÅŸkanı ve BaÅŸbakanın açıklamalarında ilk hedef olarak, üstü örtülü bir ÅŸekilde Türkiye’nin dış düşmanlarına yaptıkları vurguyu -aslında kamuoyu bunları zaten biliyor- ve sonra örgüte yönelik eleÅŸtirisini hesaba kattığımızda artık PKK’nın muhatap olmaktan çıkarılmasının giderek kesinleÅŸtiÄŸi anlaşılabilir.

PKK’nın ise yaptığı bütün bu politik ve ÅŸiddet içeren yanlış hamlelerle kendini muhatap olmaktan çıkarmaya devam ettiÄŸini söylemek zorundayız!

Burada sivil Kürt siyasal hareketin tavrı önemlidir... PKK ve bileÅŸenleri büyük kazanım uÄŸruna ne kaybettiÄŸini tarihçiler daha sonra yazacaklar ama kendileri de bunu çok yakında anlayacaklardır. Ä°ÅŸte o zaman geri dönülmez bir noktada duruyorlarsa bunun bedelini de ödemek zorunda kalacaklardır. Bir sürü masum insanın canının yanması bir baÅŸka garabet olarak öylesine orada durmasına raÄŸmen…

Selahattin DemirtaÅŸ ve diÄŸer örgüt liderlerinin veya onlara yamanmış sol bileÅŸenlerin artık barışa yaptıkları vurgu bir anlam taşımıyor. Barış gerçekten (samimi ve içtenlikli olarak) isteniyorsa anlamlıdır. Yoksa sadece bir meÅŸrulaÅŸtırım aracı olarak tasarımlanıyorsa bir ÅŸey ifade etmeyecek ve bu durum kamuoyunun gözünden uzun süre saklanamaz olacaktır. Zaten rüzgâr artık tersine esmeye baÅŸladı…

Dolayısı ile muhataplar yeniden tanımlanırken her kesim kendini yeniden deÄŸerlendirmek zorundadır…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.